Girit adası iki dönem Bizans İmparatorluğu'nun egemenliğine girdi: ilki 3. yüzyılda başlayan Geç Roma döneminden 820'lerin sonlarında Endülüs sürgünleri tarafından adanın fethine ve ikincisi 961 yılında adanın yeniden fethinden 1205 yılında rakip güçler Ceneviz ile Venedik tarafından ele geçirilmesine kadar.
Roma hükümdarlığında, Girit adası Girit ve Sirenayka isimli ortak eyaletin parçasıydı. Diocletianus hükümdarlığında () ayrı bir eyalet haline getirilirken I. Konstantin () onu Illyricum praetoria idaresi içerisinde Dioecesis Macedoniae'ya bağladı. Bu düzenleme Geç Antik Çağ'a kadar devam etti. Adanın saygın Koinon'u gibi bazı idari kurumlar dördüncü yüzyılın sonuna kadar devam etti.
4. yüzyıldan 820'lerde Müslüman fethine kadar geçen sürede Girit'ten az sayıda dönemin kaynağı bahsetmiştir. Bu süre zarfında, ada Greko-Romen dünyasının çevresinde sakin bir eyaletti. Piskoposları, Rodos veya İstanköy gibi komşu adaların aksine, 325'te Birinci İznik Konsili'nde bile yoktur. 457 yılında Vandalların saldırısı ve birçok kasabayı yok eden 9 Temmuz 365, 415 448 ve 531'in büyük depremleri hariç ada huzurlu ve müreffeh kalmıştır, buna ada da o dönemden kalma çok sayıda büyük ve iyi inşa edilmiş anıt tanıklık da eder. 6. yüzyıl Sinekdimos, Girit'i bir consularis tarafından yönetilen, başkenti Gortina olan ve 22 şehirden oluşur şekilde belirtmiştir. Bu dönemdeki nüfusun 250.000 kadar olduğu tahmin edilmektedir ve ana kent merkezlerinde yaşayan bazı Yahudiler dışında nüfusun neredeyse tamamı Hristiyandı.
Bu barış 7. yüzyılda bozuldu. Girit, önce 623'te Slavların baskınına uğradı, arkasından İslam'ın yayılışının ilk dalgalarında 654 ve 670li yıllarda ve gene 8.yüzyıllın ilk on yılında, özellikle Halife I. Velîd () döneminde Arap akınları gerçekleşti. Daha sonra ada, Konstantinopolis tarafından atanan bir arkhon yönetimi altında nispeten güvenli kaldı. Yaklaşık 732 yılında III. Leon, adayı Papa'nın yönetim alanından Konstantinopolis Ekümenik Patrikliğinin yönetimine aktardı. 767 yılında bir Girit Stratigos{{'}}u kaydedilmiştir ve bir Girit tourmarches{{'}}in mührü bilinmektedir. Bu kayıtlar adanın 8. yüzyılda, belki de 730'lar kadar erken bir dönemde bir thema olarak kurulduğuna dair önerilere yol açmıştır. Ancak çoğu akademisyen, kanıtları yeterince kesin olarak düşünmüyor ve adanın o zamanlar bir thema olduğunu düşünmüyor.
820'lerin sonlarında büyük bir Endülüs sürgünü grup karaya çıktı ve adayı fethe başladılar. Bizanslılar adayı geri almak için birçok sefer düzenlediler, adanın Bizans kontrolündeki kısmının yönetimi için Stratigos atandı. Arka arkay gerçekleşen seferler başarısızlıkla sonuçlandı ve kuzey kıyısındaki Sarazen kalesi olan Chandax'in yeni Girit Emirliği'nin başkenti olmasının önüne geçilemedi. Girit'in düşmesi Ege Denizi adalarının kıyılarını korsanlığa açık hale getirmesi nedeniyle Bizanslılar için büyük baş ağrısı oldu.
Theoktistos komutasında 842/843 yılında ana Bizans seferi biraz ilerleme sağladı ve görünüşe göre adanın kurtarılan bölümlerinin bir thema olarak yeniden kurulmasını mümkün kıldı, dönemin Taktikon Uspenskiy{{'}}de bir Girit Stratigos{{'}}u olması bunun varlığını kanıtlamaktadır. Ancak Theoktistos seferi bırakmak zorunda kaldı ve arkasında bıraktığı birlikler çabucak Sarazenler tarafından mağlup edildi. 911 ve 949 yıllarında gerçekleşen Bizans girişimleri felaketle sonuçlandı, 960-961'de büyük bir ordunun başında general Nikiforos Fokas, adaya çıktı ve Chandax'ı geri aldı ve Girit'i Bizans topraklarına kattı.
Fetih sonrasında ada, Chandax merkezli bir Stratigos ile düzenli bir thema olarak düzenlendi. İoannis Ksenos ve Nikon Metanoeite liderliğinde halkın dönüştürülmesi için kapsamlı çabalar sarf edilmiştir. Adanın garnizonu 1000 askerlik ayrı bir taxiarches altında ve turma alt bölümlerinden oluşmuş bir alaya (taxiarchia) yükseltildi.
I. Aleksios () hükümdarlığında, ada bir doux ya da katepano tarafından yönetildi. 12. yüzyılın başlarında, Güney Yunanistan (Hellas ve Mora themaları) ile birlikte Bizans donanması'nın baş komutanı Megadük'ün kontrolü altında girdi. 1092/1093'te adanın valisi Karykes'in isyanının dışında, Dördüncü Haçlı Seferi'ne kadar Bizans'ın ellerinde güvenli bir şekilde nispeten sakin bir durgun su olarak kaldı. Haçlı Seferi sırasında, Girit, imparator IV. Aleksios tarafından bir pronoia olarak Montferrat markisi I. Bonifacio'ye verildi. Ancak Bonifacio, tüm ada üzerinde kontrolünü sağlayamadı, tüm haklarını Venedik Cumhuriyeti'ne sattı. Bu sırada, ada Venedik'in rakibi, Cenova Cumhuriyeti tarafından ele geçirildi, ve 1212 yılına kadar Venedik ada üzerindeki kontrolünü güvence altına aldı ve adada bir Venedik kolonisi olan Kandiye Krallığı kurdu.
Özel
Genel
Orijinal kaynak: bizans giriti. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page